2026 yılının Ocak ayında Basel sermaye yeterliliği yeni düzenlemelerinin uygulanmasının yaklaşmasıyla, bankacılık sektörü eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu yeni düzenleme, kripto varlıkların risk ağırlığını %1250'ye çıkarıyor ve aslında bankaların sahip oldukları her bir birim kripto para için eşdeğer sermaye bulundurmasını zorunlu kılıyor. Bu adım, kuşkusuz bankaların kripto piyasasına katılma eşiğini ve maliyetlerini büyük ölçüde artıracaktır.
HSBC'nin uyum departmanından bir iç kaynak, bankanın Ethereum saklama ve ticaret işine başlama planının artık ertelendiğini açıkladı. Yeni düzenlemelere göre, banka 100 milyon dolar değerinde Bitcoin tutuyorsa, 100 milyon dolar sermaye hazırlaması gerekiyor; bu uygulama, kripto varlıklar için 'risk garantörü' gibi bir rol üstlenmekte ve normal bir ticari operasyon yürütmekten ziyade bir yaklaşım sergilemektedir.
Yeni düzenlemelerin etkisi, nispeten stabil olarak kabul edilen kripto varlıklara kadar uzandı. Örneğin, Ethereum ağı üzerinde ihraç edilen ana akım stabil coinler, USDT ve USDC gibi, yüksek riskli varlıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Bunun başlıca nedeni, kamu blok zincirinin izin gerektirmeyen yapısının bankaların riskleri tam olarak kontrol etmesini zorlaştırmasıdır.
Beklenmedik bir şekilde, fiziksel varlıkların tokenleştirilmesi (RWA) projeleri de bundan muaf kalmadı. Arkasında bulunan varlıklar ister gayrimenkul ister devlet tahvili olsun, şifreleme şeklinde sunulduğu sürece yüksek riskli varlıklar olarak değerlendirilecektir. Bu düzenleme, bankaların daha önce aktif bir şekilde teşvik ettiği tokenleştirilmiş tahviller gibi yenilikçi işlerin ciddi şekilde etkilenmesine neden olabilir.
Sistemik öneme sahip bankalar için durum daha da ciddidir. Yeni düzenlemeler, bu tür bankaların sahip olabileceği şifreleme varlıklarının, birinci düzey sermayelerinin %2'sini geçemeyeceğini öngörmektedir. Bu sınırlama, büyük bankaların kripto alanındaki katılımını büyük ölçüde kısıtlayacaktır.
Bu sıkı düzenleyici önlemler, şüphesiz, bankacılık sektörünün kripto piyasasına katılımı üzerinde önemli bir etki yaratacaktır. Bu, bankaların şifreleme alanına giriş eşiğini yükseltmekle kalmayıp, bazı bankaların bu yeni piyasadan tamamen vazgeçmesine de yol açabilir. Ancak, düzenleyicilerin bakış açısından, bu önlemler finansal sistemin istikrarını korumak ve potansiyel sistematik riskleri önlemek amacıyla tasarlanmıştır.
Yeni düzenlemelerin yaklaşmasıyla birlikte, bankacılık sektörü kripto stratejilerini yeniden değerlendirme baskısıyla karşı karşıya. Bazı kurumlar tamamen çekilme yolunu seçerken, diğerleri bu katı düzenleyici ortama uyum sağlamak için yenilikçi yollar arayabilir. Her halükarda, bu yeni düzenleme bankacılık sektörü ile kripto varlıklar arasındaki ilişkiyi derinden değiştirecek ve muhtemelen tüm finans sektörünün yapısını yeniden şekillendirecektir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
4
Repost
Share
Comment
0/400
BlockchainGriller
· 1h ago
Bankayı fazla yücelttim.
View OriginalReply0
CryptoSourGrape
· 21h ago
Eğer iki yıl önce Hepsi içeride Bitcoin yapsaydım ne iyi olurdu, şimdi hepsi düzenleme ile sıkıştı, ah.
View OriginalReply0
LightningSentry
· 22h ago
Düzenleme bu kadar sert, ekosistem patladı.
View OriginalReply0
PortfolioAlert
· 22h ago
Bankaların enayileri de insanları enayi yerine koymak.
2026 yılının Ocak ayında Basel sermaye yeterliliği yeni düzenlemelerinin uygulanmasının yaklaşmasıyla, bankacılık sektörü eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu yeni düzenleme, kripto varlıkların risk ağırlığını %1250'ye çıkarıyor ve aslında bankaların sahip oldukları her bir birim kripto para için eşdeğer sermaye bulundurmasını zorunlu kılıyor. Bu adım, kuşkusuz bankaların kripto piyasasına katılma eşiğini ve maliyetlerini büyük ölçüde artıracaktır.
HSBC'nin uyum departmanından bir iç kaynak, bankanın Ethereum saklama ve ticaret işine başlama planının artık ertelendiğini açıkladı. Yeni düzenlemelere göre, banka 100 milyon dolar değerinde Bitcoin tutuyorsa, 100 milyon dolar sermaye hazırlaması gerekiyor; bu uygulama, kripto varlıklar için 'risk garantörü' gibi bir rol üstlenmekte ve normal bir ticari operasyon yürütmekten ziyade bir yaklaşım sergilemektedir.
Yeni düzenlemelerin etkisi, nispeten stabil olarak kabul edilen kripto varlıklara kadar uzandı. Örneğin, Ethereum ağı üzerinde ihraç edilen ana akım stabil coinler, USDT ve USDC gibi, yüksek riskli varlıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Bunun başlıca nedeni, kamu blok zincirinin izin gerektirmeyen yapısının bankaların riskleri tam olarak kontrol etmesini zorlaştırmasıdır.
Beklenmedik bir şekilde, fiziksel varlıkların tokenleştirilmesi (RWA) projeleri de bundan muaf kalmadı. Arkasında bulunan varlıklar ister gayrimenkul ister devlet tahvili olsun, şifreleme şeklinde sunulduğu sürece yüksek riskli varlıklar olarak değerlendirilecektir. Bu düzenleme, bankaların daha önce aktif bir şekilde teşvik ettiği tokenleştirilmiş tahviller gibi yenilikçi işlerin ciddi şekilde etkilenmesine neden olabilir.
Sistemik öneme sahip bankalar için durum daha da ciddidir. Yeni düzenlemeler, bu tür bankaların sahip olabileceği şifreleme varlıklarının, birinci düzey sermayelerinin %2'sini geçemeyeceğini öngörmektedir. Bu sınırlama, büyük bankaların kripto alanındaki katılımını büyük ölçüde kısıtlayacaktır.
Bu sıkı düzenleyici önlemler, şüphesiz, bankacılık sektörünün kripto piyasasına katılımı üzerinde önemli bir etki yaratacaktır. Bu, bankaların şifreleme alanına giriş eşiğini yükseltmekle kalmayıp, bazı bankaların bu yeni piyasadan tamamen vazgeçmesine de yol açabilir. Ancak, düzenleyicilerin bakış açısından, bu önlemler finansal sistemin istikrarını korumak ve potansiyel sistematik riskleri önlemek amacıyla tasarlanmıştır.
Yeni düzenlemelerin yaklaşmasıyla birlikte, bankacılık sektörü kripto stratejilerini yeniden değerlendirme baskısıyla karşı karşıya. Bazı kurumlar tamamen çekilme yolunu seçerken, diğerleri bu katı düzenleyici ortama uyum sağlamak için yenilikçi yollar arayabilir. Her halükarda, bu yeni düzenleme bankacılık sektörü ile kripto varlıklar arasındaki ilişkiyi derinden değiştirecek ve muhtemelen tüm finans sektörünün yapısını yeniden şekillendirecektir.